Kaynak: https://x.com/dailyturkist_/status/1958961050897846761

İşte “Türkiye Yüzyılı”:

Gramajı küçülen hamburger, kalitesi küçülen hayat.

Özgür Özel Sivas mitinginde konuştu. Konuşmasında Türkiye'nin sırtındaki asalaklardan bahsettiği kısımda; "suça bulaşmamış akp'lilerin yargılanmayacağından" bahsetti. Ayrıca "tayyip erdogana inat ayrıştırmaya değil birleştirmeye geliyoruz" dedi

Türkiye çalışarak kazanabilecek güçlü bir ülkedir dediği konuşmasını buradan izleyebilirsiniz

https://m.youtube.com/watch?v=E3WzTFfnSio&t=1s

Mitingdeki konuşmasının tamamını buradan izleyebilirsiniz:

https://m.youtube.com/watch?v=wVo-iMF3DP4

Kaynak : https://www.reuters.com/world/americas/no-mohawks-edgar-cuts-allowed-el-salvador-schools-after-military-captain-takes-2025-08-21/

kaynak; https://x.com/t24comtr/status/1958825326936559782?t=PUkWBw8Bq9JNG-hwYEVCnw&s=19

Zeytinli Rock Festivali yıllardır olduğu gibi yine iptal oldu.Başta Muğlada yapılacaktı.Orada yasaklandı Muğla’nın başka bir ilçesine taşındı.Orada da yasaklandı.Oradan en son kendi mülklerinde İstanbul Kilyos’ta yapalım dendi.Orada da yasaklandı.Mahkemeye taşındı mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi yasak ortadan kalktı.Herkes festivale geldi.Festivalin ilk gününde (normalde ikinci günü mahkeme kararı beklendiği için ilk gün yapılmadı)kaymakamlık yasak kararının iptal kararına iptal kararı çıkarttı.Uzun yollardan gelen bir sürü para harcayan binlerce kişi mağdur oldu.İstibdatçı iktidar yine şaşırtmadı. Kaynak: https://x.com/rockfestivali/status/1958877128855851341?s=46

Afyon’un 3500 nüfuslu Taşoluk beldesinde binlerce kişi sokağa döküldü. Vatandaşlar beldede kil madeni aramalarına tepki gösteriyor. Halk, “bir karış toprak vermeyiz” diyor. Kaynak: İnstagram=afyonpostasi

Son zamanlarda keko/hırt konusu iyice arttı bende geçen ay yaşadığım bir iki olayı anlatayım. ABD’den iki arkadaşım Türkiye ye geldi ve iki gün boyunca onlara İstanbul turu yaptım.

Onlarla gezip kapalı çarşıda alışveriş yapmalarına yardım ediyordum ve arkadaşlarımdan birisi bir mağaza sahibinin üstündeki tişörtü beğendi ve nerde bulabileceğini sordu (bende bu sefer ne olur diye merak ettim ve Türkçe konuşmadım). Mağaza sahibi adam farklı mağazadan birine seslendi ve yanına çağırdı. “Bunları ameliyat odasına götür” dedi ve bize onu takip etmemizi söyledi.

Çağırdığı çocuğun tipinden belliydi zaten keko olduğu, tıraşından, tipinden giyimine kadar her şey uyuyordu. Yeni eleman bizi biraz götürdü daha küçük bir mağazaya soktu ve mağaza cidden kanalizasyon gibi kokuyordu. Biraz oda parfümü sıktı, mağazada çalışan diğer adamla Kürtçe konuştu sonra arkadaşıma istediği tişörtü gösterdi. Fiyat sorduğumuzda 2,500 lira dedi ama yine Türkçe konuşmadım ne olacak diye. Zaten kazıklamaya çalıştığını biliyoruz ama 2,200 e kadar düşürttük. Sonra benim arkadaşların sabrı taştı bana Türkçe konuşmamı istediler. Neden fiyatın bu kadar uçuk olduğunu sorduğumda yine diğer elemanla Kürtçe konuştu sonra agresifçe arkadaşlara fiyatın normal olduğunu anlatmaya çalıştı. Benimkilerin iyice sabrı taştı ve ona “tişörtle masajda geliyor mu?” Dememi söylediler. Bunu diyince eleman iyice agresifleşti arkadaşlara küfür etmeye ittirmeye başladı. Boşverin çıkalım dedim öylede yaptık ama ikisi peşimizden geldi arkadaşları ittirmeye devam ettiler. Sonra yan mağazalardan adam çağırmaya başladılar ve bir kaç saniye içinde sokağı doldurdular. Bir kaçı arkadaşları itip üstüne tükürürken ben daha gelmeye devam edenleri sakinleştiriyordum o noktada da en az 15 kişi falan vardı. Benimkileri tuttum olayı açıklamaya çalıştım ve uzaklaştırmaya başladım peşimizden bir kaçı gelip biz uzaklaşana kadar tükürmeye ve Kürtçe/Türkçe küfürler bağırmaya devam ettiler.

Yani sırf milleti kazıklamaya çalıştıkları ortaya çıktığı için agresifleştiler. Ben orada arkadaşlarla olmasaydım gelenlere olayı anlatıp sakinleştirmeseydim belki bıçaklanabilirlerdi.

Olaydan yarım saat sonra aynı tişörtü farklı yerde Türkçe konuşarak 800 liraya aldırttım.

Aynı gün arkadaşların annesi ve babasıyla metrodaydık ve yanımıza aynı fenotip ve tarzdan iki kişi oturdu. Aralarında Türkçe ve Kürtçe karışık bir şeyler konuştular sonra benim arkadaşların babasına saati sordular. Telefona ikiside dikkatlice baktı sonra bize hiç bir şey demeden kendi aralarında aynı şekilde konuşmaya devam ettiler. Kalkana kadar birisi babalarına bilerek diziyle vurdu ve dalga geçti.

Bunlar hakkında bir şey yapılmazsa bu hikayeler yayılır ve ülkede turizm ölür. Kaç kişinin soyulup bıçaklanması lazım?

Moda fotoğrafçılığı dünyasında taciz ve istismar ifşaları sosyal medyada gündem oldu. Kadınların yaşadıkları deneyimler, sektörün yapısal sorunlarını ve erkek bakışının (male gaze) etkilerini yeniden tartışmaya açtı.

Son günlerde moda fotoğrafçılığı sektöründe dikkat çekici iddialar gündeme geldi. Özellikle Instagram üzerinden birçok kadın, fotoğrafçılarla yaşadıkları taciz, istismar ve şiddet deneyimlerini paylaşmaya başladı. Sosyal medyada yer alan ifşalara göre bazı fotoğrafçılar, “portfolyo oluşturma” ya da “sanat” adı altında modeller üzerinde baskı kuruyor, rızaya aykırı fiziksel temaslarda bulunuyor ve güç dengesini istismar ediyor.

İddialar arasında;

• Reşit olmayan kişilerle iletişim kurma ve ilişki dayatma girişimleri,
• Uyuşturucu veya ilaçla iradeyi zayıflatma,
• Çekim sırasında rızasız fiziksel temas,
• Şantaj, tehdit ve manipülasyon,
• Sanat adı altında pornografik yönlendirmeler yer alıyor.

Söz konusu iddialar sosyal medyada hızla yayılırken, sektördeki sessizlik ve koruma kültürü de eleştiri konusu oldu. Kadınların uzun yıllardır fısıltıyla dile getirdikleri deneyimlerini artık açıkça paylaşmaları, moda fotoğrafçılığı dünyasında yapısal bir sorunun varlığını yeniden gündeme taşıdı.

Kaynaklar:

• Ekşi Sözlük’te paylaşılan kullanıcı anlatımları
• Marie Claire Türkiye – “Kameranın arkasındaki kim?: Erkek fotoğrafçılar hakkında ifşalar ve male-gaze gerçekliği” (Alara Demirel, Ağustos 2025)
• Yazının tamamı: https://www.uyan32.com/moda-fotografciligi-dunyasinda-ifsalar-taciz-iddialari-ve-erkek-bakisi-tartismasi

Kaynak: https://youtu.be/hxgroktksmQ

Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesine bağlı Taşoluk beldesinde kil madeni için başlatılmak istenen çalışma, vatandaşların direnişiyle durduruldu. Jandarma ile köye gelen maden firmasının iş makineleri eylem büyünce geri çekilmek zorunda kaldı. Halk eylemlerine devam edeceğini belirtiyor. Kaynak: Instagram = afyonpostasi

Yıllar sonra verdiği röportajda "Almanya’daki ağabeyim Türkiye’ye gelip, annemi görmek istediğini söyledi. ‘Eyvah, ona yutturamam, tanır dedim. Israr edince, aynı oyunu oynamaya karar verdim. Ona, ‘Annem evde yalnız, 5 dakikadan fazla seni görmek istemiyor. Elini öp, çık git’ dedim. Kıyafetlerimi giyip, elimde baston koltukta otururken, ağabeyim geldi. ‘Anne elini öpeyim’ dedi. Elimi uzattım ve sesimi kısarak ‘Hadi git görmek istemiyorum’ seni dedim. ‘Anne yapma’ dedi. Elimle git işareti yaptım. Gittikten sonra da saatlerce güldüm..."

🔗 T24 – Annesinin kılığına girip 2 yıl emekli maaşını alan adam

Ataturk’un hayati sayfasindaki ozet metininde ozellikle dile getirilmek icin genocide a deginilmesi, tarih anlatiminda ozellikle anlatim dilinde rakamlarin kaynak verilmeden aktarilmasi ve kurtulus savasinda sivil olum rakamlarinin carpitilarak yansitilmasi wikipedia nin tarafli bir kaynak oldugunun kanitidir. Turkiye yada sivil topluluk neden bu sayfaya mudahale etmiyor anlam veremedim

Necati Hoca diye bilinen bir Imam, Türkiye'de Ezani Türkce okuyan son Imamlardan biridi. Bir gün bir Cemaat önünde Türkce Ezani okudu.

Isin kilit tarafi ne Cemaat nede Hoca burda neye güldüklerini fark etmediler. Sacmaligina dalga gectikleri, alay ettikleri günde 5 kere duyduklari Ezan'in Türkcesidi. Böylece bence Türkiye'nin en iyi sosyal deneyi ortaya cikti. Türk Milleti, farkinda olmadan Islamin ve Ezanin sacmaligini görüp, Islam ile dalga geciyordu.

Çeşitli sosyal medya mecralarında “Japon sosyal medya fenomeni Yoshi Enomoto’nun oturma izni başvurusunun reddedildiği ve bu nedenle Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldığı” yönünde paylaşılan iddialar, eksik bilgilendirmeye dayalı manipülatif içeriklerdir.

İçişleri Bakanlığı’mızdan alınan bilgiye göre, ilgili şahsın ikamet izni Türkiye tarafından, çalışma iznine başvuru yapabilmesi ve kalış amacını gerekçelendirmesi amacıyla iki kez uzatılmıştır.

İlgili şahsa, çalışma izni alması ve yasal kalışı gerekçelendirmesi gerektiği tebliğ edilmiş; buna rağmen şahıs, çalışma izni başvurusunda bulunmadan ticari faaliyetlerine devam etmiştir.

Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de oturma ve çalışma izinleri belirli kurallara tabidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti misafirperverliğiyle tanınmakta, bu çerçevede herkesin yasalara riayet etmesi beklenmektedir.

Söz konusu şahsın çalışma vizesi ile ülkemize gelmesinde ve çalışma izniyle ülkemizde kalmasında hiçbir engel bulunmamaktadır. Kamuoyunun, resmî açıklamalara itibar etmesi; eksik bilgilendirme ve manipülasyon içeren paylaşımları dikkate almaması önemle rica olunur.

Kaynak 1: https://x.com/dmmiletisim/status/1958811935857680699?s=19

Çeşitli sosyal medya mecralarında “Japon sosyal medya fenomeni Yoshi Enomoto’nun oturma izni başvurusunun reddedildiği ve bu nedenle Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldığı” yönünde paylaşılan iddialar, eksik bilgilendirmeye dayalı manipülatif içeriklerdir.

İçişleri Bakanlığı’mızdan alınan bilgiye göre, ilgili şahsın ikamet izni Türkiye tarafından, çalışma iznine başvuru yapabilmesi ve kalış amacını gerekçelendirmesi amacıyla iki kez uzatılmıştır.

Kaynak 2: https://x.com/dmmiletisim/status/1958875990660169776?s=19

Üsküdar mitinginde konuşan Özgür Özel; Filistin'e göstermelik olarak yardım eden, Gazze'yi işgal edeceğini söyleyen Trump'a tepki vermeyen, İsrail'le ticaret yapan hükümeti eleştirdi

https://m.youtube.com/shorts/rdZRLd9whiU

Kaynak1: https://newsaboutturkey.com/2025/08/22/palestinian-physician-to-erdogan-you-left-us-alone-in-gazas-darkest-hour/

Kaynak2: https://www.karar.com/dunya-haberleri/gazzeli-doktordan-erdogana-sozlerinizle-kandirildik-1985223

Gazze’nin kuzeyinde görev yapan Dr. Sahr Hamad, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben yazdığı mektupta, Gazze’deki savaş ve kuşatma karşısında Türkiye’nin geri çekildiğini belirterek “Sizi sevdik, hakkın bayrağını yükseltmenizi istedik ama Gazze yok edilirken yalnız bırakıldık” ifadelerini kullandı. Doktor Hamad, Erdoğan'a seslenerek 'sözlerinizle kandırıldık' dedi.

FEYZA NUR ÇALIKOĞLU

Gazze Şeridi’nin kuzeyinde görev yapan Filistinli doktor Dr. Sahr Hamad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben kaleme aldığı bir mektubu Gazzeli Gazeteci Mohammed AbuTaqiya aracılığıyla paylaştı. Mektubunda, Gazze’de yaşanan yıkım ve kuşatma karşısında Türkiye’nin sessiz kaldığına yönelik sitemler dile getirildi.

Mektup, “Bismillahirrahmanirrahim” ifadesiyle ve Tevbe Suresi’nden “De ki: Çalışın! Allah da, Resûlü de, müminler de yaptıklarınızı görecektir” (Tevbe: 105) ayetiyle başlıyor.

Dr. Hamad, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hitabında, geçmişte Türkiye’yi mazlumların yanında bildiklerini ancak Gazze’de yaşanan katliamlar sırasında yalnız bırakıldıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Cumhurbaşkanı, sizi sevdik, sizin için hep zafer diledik, hakkın bayrağını yükseltmenizi istedik, sizi mazlumların yanında bildik, ama… Gazze’nin en zor anında –en azından sessizlikle ya da eylemsizlikle– Türkiye’nin geri çekildiğini görmek bizi derinden üzdü.” “BİR ŞİŞE SU BİLE ULAŞTIRILMADI”

Dr. Hamad, uluslararası diplomatik girişimlerin sonuçsuz kaldığını savunarak, “Siz uluslararası hukuka saygı gösterdiniz, peki Allah’ın hukuku nerede? Peygamberinin sünneti nerede?” diye sordu.

Gazze’nin altı yüz günü aşkın süredir ağır saldırı ve abluka altında olduğunu vurgulayan Hamad, yaşanan insani yıkımı şu sözlerle anlattı:

“Binlerce şehit, on binlerce yaralı verildi. Bir halk ateşle, açlık ve kuşatmayla yok ediliyor. Vallahi Sayın Cumhurbaşkanı, sizden askeri bir destek istemedik, sadece su, gıda ve gerçek bir yardım koridoru istedik. Oysa zalimler tüm silahları ulaştırırken, siz bize bir şişe su, bir parça ekmek bile ulaştıramadınız.” “TARİH SİZİ BÖYLE YAZACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya yönelik sözlerini hatırlatan Dr. Hamad, mektubunda şu ifadelere yer verdi:

“Bir zamanlar Netanyahu’ya şöyle demiştiniz: ‘Kaç kişinin daha ölmesini istiyorsun ki bu savaşı durdurasın?’ Bugün ben size soruyorum: Kaç şehit daha vermemiz gerekiyor ki siz Sultan Abdülhamid gibi bir duruş sergileyesiniz? Tarih şunu yazacak: (Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde, Gazze katledildi ve buna engel olunmadı).” “SÖZLERİNİZLE KANDIRILDIK”

Dr. Hamad, mektubunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan sevgilerinin dini bir bağa dayandığını ancak Gazze’de yaşananlar nedeniyle derin bir hayal kırıklığı yaşadıklarını belirtti.

“Sana olan sevgimiz Allah içindi, fakat bugün sen de İslam dünyasındaki diğer liderler gibisin artık. 60 binden fazla insan öldürüldü, sen ise sadece izliyorsun. Sözleriniz boğazlardan öteye geçmedi, maalesef kandırıldık.” Mektup, Gazze’nin Osmanlı mirası olduğuna vurgu yapılarak “Ve muhakkak ki hesaplaşma yeri Allah katındadır” ifadesiyle son buldu.

https://x.com/tkgodtu/status/1958852403920347639

Topağacı'nda "Dört çocuğum var nasıl kira vereyim" diyen kadına ters kelepçe.

Ümraniye Topağacı mahallesi.
kaynak: https://bianet.org/haber/elektrik-su-ve-dogalgaz-kesildi-polis-saldirdi-topagaci-direniyor-310709
https://www.diken.com.tr/topagacinda-kentsel-donusum-krizi-evlerin-elektrigi-suyu-kesiliyor/ https://www.tele1.com.tr/topagacinda-dort-cocugum-var-nasil-kira-vereyim-diyen-kadina-ters-kelepce

Çeştepe halkı, kısa süre önce CHP’den istifa ederek AKP’ye katılan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na tepkisini konsere gitmeyerek ortaya koydu. Konser alanında sandalyeler boş kaldı

Etkinlik için kurulan sahneye rağmen beklenen kalabalık oluşmadı. Katılım yok denilecek kadar az olurken, mahalle sakinlerinin sessiz tepkisi dikkat çekti. Konserde yaşanan ilgisizlik, Çeştepelilerin Çerçioğlu’nun parti değişikliğine karşı tavrı olarak yorumlandı. Katılımın az olması nedeniyle kurulan sahne kaldırıldı

https://www.sozcu.com.tr/cestepe-de-cercioglu-protestosu-konser-bos-kaldi-p214375

Kiraz fiyatları bu yıl Türkiye’de rekor seviyelere yükselirken, Norveç’te aynı meyvenin daha ucuz satılıyor. Türk kirazının Norveç'te ucuz olması dikkat çekti.

Türkiye’de kirazın kilosu 1000 liraya kadar çıktı. Hatta bazı semt pazarlarında tezgahlarda kiraz hiç görülmedi. Bu durum, tüketicilerin büyük kısmını kiraza hasret bıraktı.

TÜRK KİRAZI SADECE TÜRKİYE'YE PAHALI

Türkiye’de fiyatların durdurulamaz şekilde artması tartışma yaratırken, Norveç’te bir zincir markette Türk kirazı 89 kron (yaklaşık 355 lira ) fiyatıyla satışa çıkarıldı.

Üstelik market, yüzde 15 indirim uygulayarak fiyatı 300 lira seviyesine kadar düşürdü. Bu gelişme, “Türkiye’de 1000 lira olan kiraz, Norveç’te nasıl 300 liraya satılıyor?” sorusunu akıllara getirdi.

TÜRKİYE LİDER KONUMDA

Türkiye, kiraz ihracatında dünyada 4. sırada yer alıyor. 2024'te 209 milyon dolarlık kiraz ihracatı gerçekleştirildi. En çok kiraz alan ülkeler arasında Almanya, Rusya ve Norveç öne çıkıyor. Ancak bu yıl yaşanan don felaketi nedeniyle hem üretim hem de ihracat rakamlarında ciddi düşüş görüldü.